Ağız kokusu tedavisi

Ağız kokusu pek çok sebebe bağlı olarak meydana gelmektedir. Şeker hastalığı, böbrek yetmezliği, Mide ve karaciğer rahatsızlıkları, diş hastalıkları, açlık gibi pek çok sebep ağız kokusuna neden olabilmektedir.

Ağız kokusu basit gibi görünse de ciddi hastalıkların habercisi olabileceği gibi, insanın psikolojik durumunda da ciddi problemler yaratabilmektedir. Ayrıca bireyin sosyal hayatını da olumsuz yönde etkilediği su götürmez bir gerçektir.

Sebepleri:

* Ağız boşluğunda yaşayan bakterilerin artıkları olan sülfürlü bileşikler kötü kokuya yol açar. Ölü veya ölmek üzere olan bakteriler sülfür bileşikleri açığa çıkarır.
* Bakteri tabakaları ve yiyecek artıkları dilin arka tarafında birikir. Dilin yüzeyi oldukça pürüzlü bir yapıdadır ve bakterilerin yaşamasına elverişli bir özelliğe sahiptir. Büyük miktarda sülfür bileşikleri de bu alanlarda birikir.
* Eğer diş yüzeyi temizlenmezse kısa sürede bakterilerin yaşamasına elverişli bir hal alır.
* İleri derecede dişeti rahatsızlığına sahip olanlarda kişinin kendi başına temizleyebilmesi pek mümkün olmayan, ulaşılamayan alanlar vardır. derin dişeti cepleri gibi böyle alanlar da kötü kokuya sebep olur.
* Özellikle sinüs ve akciğer kaynaklı enfeksiyonlar,
* Şeker hastalığı
* Böbrek yetmezliği
* Karaciğer yetmezliği,
* Metabolizma bozuklukları
* Açlık, diyet, ağız kuruması, oruçlu olmak (Sıvı gıda eksikliklerinde vücuttaki yağ ve protein çözünmeye başlar, bu metabolizmanın yan ürünleri, kötü ağız kokusu olarak yansır).

*Sarımsak, soğan, köri, balıklar ve bazı peynir türleri nefesi toksik bir yapıya dönüştürebilmektedir.

Sinüzit ve geniz akıntısı
*Tükrük salgısının azalması: Tükrük ağız içindeki artıkları temizler ve bakterilerin üremesine engel olur. Bu salgıtı azaltan hastalıklarda veya sabah ilk uyanıldığında tükrük salgısı az olduğundan ağız kokusu daha çok olur.
*Ağız içindeki aft, yara ve iltihaplar

 

Ağız Kokusu Tedavi Yöntemleri

Ağız kokusunun tedavisi, sebebin bulunmasına bağlıdır. Kesin bir sebep bulunursa bunun ortadan kaldırılması ağız kokusunun da tedavisi olacaktır. Eğer bademciklerle ilgili olduğu düşünülürse öncelikle bademcik iltihabına yönelik ilaç tedavisi uygulanabilir ancak genellikle kronik problem olduğundan bademciğe bağlı ağız kokularında bademciklerin alınması gerekir. Diş ve diş eti problemleri ağız hijyeninin doğru şekilde sağlanmasıyla ortadan kaldırılabilir. Dişlerin fırçalanması diş bakımı için yeterli değildir. Çoğu kişide diş fırçalanması bile tam anlamıyla yapılmamaktadır. Diş ipi çok faydalı bir temizleme yöntemidir. Diş aralarındaki artıkları temizler. Bazen dişlerin aralarında fırça ya da iple temizlenemeyecek cepler oluşur. Bu durum bazen dişin çekilmesini gerektirir. Ağız gargaraları da bakteriler üzerine etkili olduğu için ağız kokusuna olumlu etki yaparlar.
Eğer sinüzit ve geniz akıntısı gibi durumlar muayene ya da filmlerle tesbit edilirse buna yönelik ilaç ya da ameliyatla tedaviler uygulanır. Tükrük salgısını azaltan hastalıklar varsa bunlara yönelik tedaviler planlanır. Gün içinde bol su içilmesi ağız kuruluğuna ve ağız kokusuna olumlu etki edebilir. Dilin fırçalanması, sarımsak ve soğan gibi koku verecek yiyeckelerden sakınılması, sigaradan uzak durulması faydalıdır. Akciğer, böbrek, karaciğer ve şeker hastalığına bağlı kokular az görülür ve genellikle asıl hastalığa bağlı diğer belirtiler ile beraberdir. Bu hastalıklardan şüphelenildiğinde hastanın ilgili branşlara yönlendirilmesi gerekir.

Ağız kokusuna Karşı Uyarılar ve önlemler

* Elma, armut, havuç ve turp da nefes tazelemekte ve temizlemekte etkilidir.
* Nane Filizleri
* Tarçın veya nane aromalı sakız
* Limon, limon şekerleri
* Maydanoz
* Anason, kakule, kişniş, rezene
* Yoğurt, Gibi yiyecekler ve gıdalar ağız kokusunu önleme de yardımcıdır.

 

Ağız kokusunun tedavisi; ağız hijyenine dikkat etmek, diş ve dil fırçalamak, dişlerin arasını temizlemek, diş eti iltihaplarını tedavi ettirmek esaslarına dayanır. Ağız kokusu olan hastalar, sigara içmeyi azaltmaları için cesaretlendirilmeli, zararlı gıdalardan uzak durmalı, düzenli aralıklarla beslenmeli, diş doktorlarını düzenli aralıklarla ziyaret etmelidirler.